Facebook ve Instagram’da reklam vermek, özellikle küçük işletmeler için hem büyük fırsat hem de büyük risk.
Doğru ayarlar yapılmadığında, düşük bütçede sonuç almak bir yana; para resmen boşa yanıyor gibi hissettiriyor.

Gerçek şu:
Sorun çoğu zaman bütçede değil,
Hedefleme, kampanya yapısı, içerik ve optimizasyonda.
Bu yazıda, özellikle düşük bütçeyle çalışanlar için Meta Ads (Facebook & Instagram) tarafında gerçekten işe yarayan taktikleri adım adım anlatacağım. Teoriyi değil, günlük hayatta sahada iş gören mantığı konuşacağız.

1. Düşük Bütçe ile Çalışanların En Büyük Hatası: Her Şeyi Tek Kampanyaya Boğmak
Düşük bütçem var diyerek:
Tüm hedef kitleleri,
Tüm görselleri,
Tüm metinleri
tek kampanya / tek reklam setine doldurmak, yapılabilecek en büyük hatalardan biri.
Neden? Çünkü:
Meta’nın algoritması, neyin çalışıp neyin çalışmadığını anlamak için öğrenme sürecine ihtiyaç duyuyor.
Her şeyi karıştırdığında, sistem sağlıklı öğrenemiyor, bütçe saçma şekilde dağılabiliyor.
Ne yapmalısın?
Az ama net bölünmüş bir yapı kur:
1–2 kampanya,
Her kampanyada 2–3 reklam seti,
Her reklam setinde 2–3 kreatif (görsel+metin) yeterli.
Düşük bütçede kural:
Az test, net sinyal.

2. Hedefi Doğru Seç: “Gönderiyi Öne Çıkar” Tuzağına Düşme
Düşük bütçeli reklam verenlerin klasik yanlışı:
Instagram’da gönderiyi “Boost/Öne çıkar” yapmak.
Evet, hızlı ve kolay. Ama çoğu zaman yanlış optimizasyon.
Senin asıl sorman gereken soru:
“Bu reklamdan ne istiyorum?”
Yorum, beğeni, takipçi mi?
Site ziyareti mi?
Telefon araması / mesaj mı?
Sepete ekleme / satın alma mı?
Meta Ads’te kampanya hedefini yanlış seçersen, sistem sana yanlış insanları bulur.
Örneğin:
“Etkileşim” hedefi seçersen, beğenmeyi seven ama alışveriş yapmayan kitle gelir.
“Gösterim” hedefi seçersen, reklamlara sadece göz gezdiren ama aksiyon almayan kitleyle dolarsın.
Düşük bütçede en mantıklı hedefler (duruma göre):
Yerel işletme için:
“Mesajlar (WhatsApp / Instagram DM)”
“Çağrı (telefon araması)”
“Konum bazlı Trafik / Ziyaret”
E-ticaret için:
“Trafik” (ilk aşamada)
Piksel oturunca “Satın Alma / Dönüşüm”

3. Hedef Kitleyi Küçük Tut ama Boğma: Coğrafya + İlgi + Davranış Dengesi
Düşük bütçede geniş kitleye abanmak, çoğu zaman parayı eritiyor.
Ama aşırı daraltmak da sistemi kilitliyor.
Nasıl dengelersin?
Konumdan başla:
Sadece hizmet verdiğin şehir/ilçe/semt.
Türkiye geneli satmıyorsan, tüm ülkeye reklam verme.
Yaş + Cinsiyet:
Ürünü/hizmeti kim alıyor?
Gereksiz yaş aralıklarını ve cinsiyeti dışarıda bırak.
İlgi/Davranış hedeflemesini sade tut:
8–10 ilgi alanı doldurmak yerine, 2–3 sağlam ilgi alanı seç.
Örneğin:
Masaj salonu → “SPA, masaj, wellness”
Pizza restoranı → “fast food, pizza, yemek siparişi”
Bebek ürünleri → “yeni ebeveynler, anne, bebek, hamilelik”
Lookalike (benzer kitle) kullanabiliyorsan kullan:
Mevcut müşteri listesinden, site ziyaretçilerinden, form dolduranlardan benzer kitle oluştur.
Düşük bütçede bile çok verimli olabilir.
Kısaca:
“Herkes”e reklam veremezsin.
“Benim müşterime benzeyen” insanlara vermelisin.

4. Günlük Bütçeyi Çok Az Tutma: Öğrenme Sürecini Boğarsın
Düşük bütçe diyorsun diye:
Reklam setine 20–30 TL gibi komik bütçeler vermek, algoritmayı boğar.
Meta’nın mantığı:
Her reklam setinin, anlamlı veri toplayabilmesi için belirli sayıda gösterim ve tıklamaya ihtiyacı var.
Genel pratik bir yaklaşım:
Reklam seti başına günlük en az:
Hedefine ve ülkeye göre değişse de, çoğu durumda 70–150 TL bandı daha sağlıklı.
Çok altı, özellikle rekabetin yüksek olduğu alanlarda zorlanır.
Bu şu anlama gelmiyor:
“İlla her set için çok para harca.”
Ama yapman gereken:
Reklam seti sayısını azalt,
Her setin bütçesini biraz daha anlamlı seviyeye çek.
Az set + mantıklı bütçe > Çok set + saçma sapan düşük bütçe.

5. İlk 3 Saniye Her Şeydir: Görsel ve Videoda “Scroll Durdurucu” Kullan
Düşük bütçede kreatif kalitesi = hayatta kalma şansın.
İnsanlara şunu sor:
Haber kaynağında akarken, neye durup bakarsın?
Senin reklamın:
Soluk, sıradan, stok görsel gibi duruyorsa kimse takmaz.
Kopya metnin genel, ruhsuz, her yerde gördüğümüz şeylere benziyorsa, kaybolur.
Görsel/video tarafında dikkat etmen gerekenler:
Aşırı karışık tasarımlardan kaçın.
Konuyu ilk bakışta anlat:
Masaj salonuysan: rahatlama anını, ortamı, yüz ifadesini net göster.
Restoransan: iştah açıcı yemek, net kadraj.
E-ticaretsen: ürün + fayda + fiyatın kabaca hissedildiği görsel.
İlk 3–4 kelime çok kritik:
“Sadece bugüne özel…”
“Yeni başlayanlar için…”
“Düşük bütçeyle daha fazla müşteri…”
“Selçuklu’da masaj arayanlar için…”
Metin tarafında:
İlk cümle “normal Instagram caption” gibi değil, hook gibi olmalı.
Uzun metin yazabilirsin ama ilk satırlar tokat gibi net olmalı.

6. Farklı Formatları Test Et: Kare, Dikey, Reel, Story
Düşük bütçede bile, tek formata yapışma.
Meta, farklı yerleşimlerde farklı performans verebilir:
Feed (Akış) reklamları:
Açıklama metninin biraz daha uzun olabildiği, görselin daha sakin olabileceği alan.
Story/Reels reklamları:
Hızlı, dinamik, dikey format; ilk saniye çok kritik.
Alt yazı mutlaka kullan (ses kapalı izleyen çok).
İyi taktik:
Aynı mesajı,
1 kare görsel,
1 dikey story/reel formatında
test et.
Meta’nın raporlarından:
Hangi yerleşim daha fazla sonuç getiriyorsa, oraya doğru optimize et (gerekiyorsa zamanla otomatik yerleşimi kapatıp manuel ayarlayabilirsin).
7. Tek Seferlik Kampanya Değil, Sürekli Öğrenen Yapı Kur
Düşük bütçede uzun vadeli kazanmanın sırrı:
“Kısa sürede zengin olayım” değil,
“Her kampanyadan bir şey öğreneyim” mantığıdır.
Her kampanyadan sonra kendine şu soruları sor:
En iyi çalışan reklam seti hangisiydi?
Hangi hedef kitle daha iyi sonuç verdi?
En iyi çalışan kreatif hangisiydi?
Hangi görsel/metin kombinasyonu daha fazla tıklama / dönüşüm getirdi?
Tıklama var, dönüşüm yoksa:
Site yavaş mı?
Fiyatlar, açıklamalar, güvenirlik sinyalleri zayıf mı?
Reklamdaki vaat ile açılan sayfa birbirini tutuyor mu?
Bu sorulara verdiğin cevaplarla:
Bir sonraki kampanyada kazananları taşı,
Kayıp kombinasyonları çöpe at.

8. Sık Yapılan Hatalar: Bütçeyi Değil, Metodu Suçlamak
İnsanların en sık yaptığı şey:
“Reklam çalışmadı, Meta çökmüş.” demek.
Gerçekte ise sorun çoğu zaman:
Yanlış kampanya hedefi,
Geniş veya alakasız hedef kitle,
Zayıf kreatif,
Kafa karıştıran veya güven vermeyen açılış sayfası,
Sürekli kurcalanan, öğrenme sürecini bozulan kampanyalar.
Düşük bütçede istikrarsız davranmak,
yüksek bütçede yapılan hatadan bile daha yıkıcıdır.
9. Küçük Ama Etkili Taktikler (Düşük Bütçeye Özel)
Net ve pratik birkaç taktik:
Tek kampanya, çok hedef kitle yerine:
1 kampanya, 2–3 mantıklı hedef kitle seti test et.
Mesaj ve çağrı odaklı çalış:
Yerel işletmeler için telefon araması / WhatsApp mesajı gerçekten iş görüyor.
Retargeting (yeniden hedefleme) kullan:
Siteyi ziyaret edip çıkmış, sepete ekleyip almamış, formu yarıda bırakmış kişilere düşük bütçeli ayrı bir set aç.
Özel günlere boğulma:
Sadece “özel günde” reklam açan işletmeler, algoritmaya hiç öğrenme şansı tanımıyor.
Düzenli, düşük ama sürekli akış daha mantıklı.
Kampanyayı çok sık kurcalama:
Her gün bütçe ve hedef kitleyle oynamak, sistemi sürekli sıfırlamak demek.
Değişiklikleri daha geniş aralıklarla yap.

Düşük Bütçeyle de Sonuç Alınır, Ama Cesaret Değil, Akıl Kullanılır
Toparlayalım:
Düşük bütçeyle Meta Ads çalışmak imkânsız değil ama hataya yer bırakmıyor.
En kritik noktalar:
Doğru kampanya hedefi seçmek,
Hedef kitleyi mantıklı sınırlarda tutmak,
Kreatifi (görsel + metin) gerçekten düşünerek hazırlamak,
Bütçeyi çok parçalara bölmeyip, az sayıda sağlam setle çalışmak,
Her kampanyadan ders çıkarıp öğrenen bir sistem kurmak.
Düşük bütçede kazanmanın özeti:
“Ne kadar çok gösterim aldım?” değil,
“Reklam başına gerçekten ne kadar iş sonuç aldım?” sorusuna odaklanmaktır.